20090114

Kunsten å tenke negativt (2006)


'Art of negative thinking' filminde görmüştüm ilk, depresyondaki insanları pasifize etmeye çalışan -ziyadesiyle aralarında en mutsuz kişi olsa da çaktırmayan- terapist 'shit basket' diye bişey uydurmuştu. Mutsuzluk hat safhadayken ya da korkunca insan, veyahut sinirlendiğinde eline el örgüsü küçük bir sepeti andıran şeyi alıp içine küfrediyor, ağzına geleni söylüyorlardı. Her birimizin blogları olmaya başladı, en çok da kendi yazdıklarımızı okuduğumuz, bloglar bir nebze yeni nesil shit basket'larımız mı acaba? benimki öyle en azından.

Hiç yorum yok: